19 Ocak 2011 Çarşamba

Okuma#1

Bir arı gibi gezip yazıların özlerini toplamaya devam ediyorum. Konsepti bilmiyor, bu nedir diyorsanız tıklayın.

Maddeleri yorumlarda tartışabiliriz! Örneğin "iddialar bölümü 2. madde bana şunu da hatırlatıyor." vb.

Haydi çağdaş iş planının ilk bölümüyle başlayalım:

Gerçekler
  1. Eğer üniversite öğrencisiyseniz gerçekleri sadece kendi çevrenize göre görme yanlışına dikkat etmelisiniz. #1
  2. Rekabet olmayacak diye düşünüyorsanız, rekabet her yerdedir, müşterilerin dikkati ve paraları için dövüşmektedirler. Onların işini nasıl yaptığını ve sizin nasıl yapacağınızı iyi anlamanız gerekir#1
  3. Büyük şirketlerin kendi dezavantajları vardır. Yeni fikirlere odaklanamazlar. Gelir baskısı yüzünden kendi çekirdek işlerine odaklanmaları gerekir. #3
  4. Bir marka genellikle sadece bir fikirle özdeşleşir. Ör: Facebook ve Google... Büyüklüğün kaldıraç etkisi kısıtlıdır. Her yeni fikrin bir şampiyonu vardır ve diğerleri rekabet edemez, daha oturmuş olmalarına rağmen. #3


İddialar
  1. Bir ürünü prototip başlatıp test ederek ilerletebilirsiniz. Ancak test eden kişiler yakın çevrenizden olursa yanıltıcı olabilir. #1
  2. Müşteri kazanma stratejiniz sürdürülebilir olmalı. Ölçeklenebilir olmalı. İlkin kapı kapı dolaşabilirsiniz ancak büyümek isterseniz? #1
  3. Ürününüzün hikayesini anlatma konusunda iyi olmalısınız. Potansiyel müşterilerin anlama sorumluluğu sizindir. #1
  4. Pazarlama çok pahalı olabilir, size reklam vs. satanlar pazarlamacı değil satış görevlileridir! Geri dönüşünü bilmek zordur, anlaşmadan önce test edebiliyorsanız edin. #2
  5. Farklı şekilde yapın. Asla aynısını kopyalamayın #3
  6. Müşterinin acı noktasına odaklanın. Eğer ürününüz müşterilerin var olan problemlerini çözerse sizi seveceklerdir #3
  7. Ortamı değiştirmek önemlidir. Oturmuş kurallar yıkılırken, yeniler için daha fazla fırsat vardır #3
  8. Bir fikirle ortaya çıkıp kabul ettirmek yerine. Var olan kabul edilmiş pazarın acıları ve halihazırda para ödemeye alışmış müşterileri üzerine odaklanıp, fikri daha sonra bulmak daha mantıklı olabilir #4


Alternatifler
(boş)

İnsan
  1. Erişimi kolay danışman bulmak yerine konuyla alakalı danışman bulun #1
  2. Uzun dönem uygunluk için işe almalısınız, kısa dönem ihtiyaçlara göre değil. #1
  3. Çalışanların yanlış yapmasının bir çok sebebi olabilir. Bunun her zaman kolay sebebi olmayabilir. Ve çözme sorumluluğu sizindir. #2
  4. Yönetici olduğunuzda söylediğiniz her bir kelime önemlidir. Etkisini çok iyi düşünmelisiniz. #2


Para
  1. Bedava olabilecek şeyler için para ödenmemeli.#1
  2. Yatırımcılara gitmeden önce yatırımcıların hayatı ve işleri hakkında bilgi edinmek faydalıdır. #1
  3. Bir şeyi bilmediğinizde uydurmayın. Potansiyel yatırımcılara "Bilmiyorum" diyin. Ancak sonra nasıl öğrenebileceğinizi biliyorsanız söyleyebilirsiniz #1
  4. İş fikrinizi desteklemeyen verilere açık olmalısınız.Hatta bu tür verileri özellikle göstermelisiniz #1
  5. Yatırımdan sonra herşey bitmez... #1
  6. Bir taneden fazla iş planı yarışmasına katılmayın avantajları olabildiği gibi dezavantajları da vardır. #1
  7. Muhasebeyle ilgilenmelisiniz. #2
  8. Nakit akışı karlılık ile aynı şey değildir. Nakit kraldır. Başarınızı belirleyecektir. #2

Girişimcilik Okumaları İçin Bir Filtre

Siz de güzel yazıları okumaya yetişememenin gerilimi ile hiç okumamanın verdiği hayıflanma arasında kaldınız mı?

Girişimcilikle ilgili binlerce faydalı yazı var. Hepsi benzer şeylere değinebiliyor, hatta aynı şeylerden bahsedebiliyor. Kötü öneriler verenler var. Hiç öneri vermeyen boş yazılar var. Gereğinden uzun yazılar var. Böyle fayda potansiyeli yüksek bir deryadan nasıl daha iyi faydalanabliriz? Nasıl daha iyi okur olabiliriz? Nasıl filtreleyebiliriz?

Daha iyi sindirebilmek için bir yöntem tasarladım ve sizinle paylaşmak istiyorum: Seth Godin'in Çağdaş İş Planı yazısını iskelet olarak kullanıyorum. Her iş planı bölümünün altına çeşitli yazılardan bir arı gibi topladığım özleri biriktiriyorum. Özlerin hangi kaynaktan alındığını en alta yazıyorum.

Faydaları:

  • Bir iş planı işi uygulamaya yönelik daha net düşünmemizi sağlar. İş planı bölümleriyle bilgileri filtrelerken "uygulamaya yönelik" bilgileri seçmiş olacağım.
  • Bilgiler arasında bağlantı kurup anlamlandırmamızı kolaylaştıran bir iskelet sunuyor.



Bilgi yoğunluğuna göre her oturumda 5-20 yazıyı işlemeyi planlıyorum. İlk çalışmama buradan bakabilirsiniz.

18 Ocak 2011 Salı

Çağdaş İş Planı - Seth Godin (Çeviri)

İş planlarının bu şekilde olma sebebi bana çok açık gelmiyor. Ancak genellikle kafa karıştırmak için kötü kullanılıyor, sıkıcılar ve bir beklentilere uygunluk yeteneği gösteriyorlar. Eğer bir işle ve nereye gideceği ile ilgili gerçekleri istiyorsam, başka bir şeye bakmayı tercih ederim.

Çağdaş iş planını 5 bölüme ayırırdım:

  • Gerçek
  • İddialar
  • Alternatifler
  • İnsanlar
  • Para

Gerçek bölümü dünyayı olduğu gibi açıklar. İsteyene dipnot, gireceğiniz pazarı anlatın, halihazırda varolan ihtiyaçları, alanınızdaki rakipleri, teknoloji standartlarını, geçmişte başkalarının nasıl başardıklarını ve başarısız olduklarını anlatın. Daha spesifik daha iyi. Daha oturaklı bilgi daha iyi. Daha içli hikayeler, daha iyi. Bu bölümün amacı dünyayı nasıl gördüğünüz konusunda net olmak ve birlikte varsayımlar üzerinde anlaşmamız. Bu bölüm yanlı değil, taraf tutmuyor, sadece herşeyi olduğu gibi gösteriyor.

Gerçek anlatmak için ihtiyaç duyduğunuz kadar uzun sürebilir. Tablolar, pazar payı analizi ve dünyanın nasıl çalıştığı hakkında bilmem gereken herşeyi içerebilir.

İddialar kısmı herşeyi nasıl değiştireceğinizi anlatma fırsatınız. X yapacağız, böylece Y olacak. Şu kadar zaman ve şu kadar parayla Z'yi inşaa edeceğiz. Pazara Q'yu sunacağız ve market bize şu hareketle cevap verecek.

Bu çağdaş iş planının kalbidir. Bir projeyi başlatmanın tek sebebi birşeyleri değiştirmektir, ve ben sizin ne yapmak istediğinizi ve hangi etkiyi yaratacağınızı bilmek istiyorum.

Tabi ki, bu bölüm yanlış olacak. Sonuç vermeyen iddialarınız olacak. Bütçeyi, son teslim tarihini ve satışları yanlış tahmin edeceksiniz. Bu sebeple alternatifler bölümü yanlış hesaplarda ne yapacağınızı anlatacak. Ürününüz veya takımınız ne kadar esnekliğe sahip? Eğer iddialarınız sonuç vermezse, herşey bitecek mi?

İnsanlar bölümü haklı bir şekilde anahtar elementi vurgular... Takımınızda kim var, takımınıza kim katılacak. "Kim" onların özgeçmişleri anlamına gelmiyor, Kim onların tavırları, yetenekleri ve işi dünyaya iletmedeki geçmiş performansları anlamına geliyor.

Ve son bölüm tamamen para hakkında. Ne kadar ihtiyacınız var, nasıl harcayacaksınız, nakit akışı neye benziyor, kar zarar cetvelleri, bilançolar, marjlar ve çıkış stratejileri.

Yerel yatırımcınız[VC] bu formatı sevmeyebilir. Ancak bahse girerim, takımınızın zor konular üzerine daha net düşünmesine yardımcı olacak.

Seth Godin

(Kaynak: http://sethgodin.typepad.com/seths_blog/2010/05/the-modern-business-plan.html)

17 Ocak 2011 Pazartesi

İyi, Kötü ve Tembel

"Çalışmanın her bir dakikasından nefret ediyordum. Ancak şöyle dedim kendime: "Pes etme. Şimdi ızdırap çek ve hayatının kalanını şampiyon olarak yaşa" "-Muhammed Ali

Soru basit: Sizi, bu sözü söylemekten alıkoyan nedir?

Hareket, kritiktir. Bir fikri gerçekleştirmek için harekete geçmemiz gerekiyor. Sanatı üretmek ve alıcılara iletip anlamlı kılmak için harekete geçmemiz gerekiyor. Değişim yaratmak için harekete geçmemiz gerekiyor.

Peki hareket etmekle aramıza ne giriyor?
-Gerçek fiziksel sebepler.
-Amigdala kaynaklı endişeler.
-Yanlış Öğrenilmiş Tembellik.

Fiziksel sebepler kendini açıklıyor.

Amigdala, tavukta da olan, beynimizin bir kısmı. Kaplandan korkmamızı sağlamak gibi güzel,"yaşamsal" özellikleri var. Ancak bu korkuların "topluluk önünde konuşma endişesi" gibi gereksiz kaygılara dönüşmesi büyük bir problem. Gerektiğinde susturmayı bilmeliyiz. Çünkü sadece ve sadece hayatta kalmak başarılı olmaya yetmiyor.

Ve tembellik, ahh tembellik!.. Öncelikle negatif anlamından kurtulmalıyız. Tembellik çok doğal bir şeydir arkadaşlar. Hayvanlar tembeldir. Bir kutup ayısı bir foka saldırmadan önce enerjisini hesaplar. Bir aslan, bir timsah, bir tembel hayvan basitçe tembeldir... Çünkü doğada tembelliğin çok mantıklı bir açıklaması vardır: Enerji!

(Hayvanlarda tembellik ve enerjinin optimizasyonu üzerine araştırmalar bile yapılmış! İlginizi çekerse: Bağlantı )

Bence, problemimiz bu sağlıklı enerji hesaplama sürecinin bozulması. Sebep ne olursa olsun kendi faydamıza olmayan o kadar çok işe atılıyoruz ki artık kendi faydamıza bir iş yaparken bile "Enerjini koru!" diyen alarmlar çalıyor ve bizi şampiyon yapacak ızdıraplar çekmekten alıkoyuyor.

Enerjimizi ne zaman koruyup ne zaman kullanacağımızı yeniden düşünmeliyiz. Belki de hep düşünmeliyiz.

Not:Bu önerimin size faydalı olmadığını düşünüyorsanız, asla hayata geçirmeyin! Üşenin. Sizi destekliyorum.

15 Ocak 2011 Cumartesi

Aşırı Bilgi Çağına Hoşgeldiniz!

Bilgi çağında yaşıyoruz. Yoksa aşırı bilgi çağında mı? Kenara ayırıp da okuyamadığımız yazılar, kapatamayıp arasında kaybolduğumız tarayıcı tabları, cevaplayamadığımız mailler...

Haydi bazı yazıları okumayalım, tablar açık kalsın... Bu buzdağının sadece görünen kısmı. Dünyada büyük bir değişim yaşanıyor. Hayatımızı baştan sona etkileyecek bir değişim. İşte bu çeviriyi konunun dinamiklerini anlamak isteyen kişiler için yapıyorum.

Clay Shirky'nin meşhur "Mesele Bilginin Aşırılığı Değil, Filtreleme Hatası" ( It's Not Information Overload. It's Filter Failure. ) adlı enfes sunumu. Tamamını ingilizce dinlemek isteyenler için:
-Blip.tv veya
-Youtube.com

Size biraz konuşmacıdan bahsedeyim. Clay Shirky, çok derin görüşleri olan, özellikle internetin ekonomiye etkisi konusunda fikirleriyle ünlü bir profesör. Sitesinde farklı temalarda bir çok yazısını okuyabilirsiniz.(www.shirky.com)


Not: Videonun birebir çevirisi değildir, özet denebilir :)

***başlıyor***

[Bilgi üretimiyle ilgili üstteki grafiği gösteriyor]
Bu grafiği seviyoruz, bize iş yapmamakla ilgili bahane sunuyor. "Aşırı bilgi yüklenmesine maruz kalıyorum!"


Gutenberg matbaayı icat ettiğinde de herkes okuyabileceğinden daha çok kitaba ulaşmıştı 15. yüzyılda bile çokça bilgi vardı.

Gutenbergin matbaası ayrıca bir risk de getirdi. Kitap basıyorum ancak maliyetini karşılayabilecek mi? Bu risk ekonomik olarak basitçe basımcıya yüklendi. Böylece yayınlayan kişi aynı zamanda filtrelemeden de sorumluydu.

Müzik, radyo, televizyon gibi araçlarda da bu ekonomik mantık (ve filtreleme) değişmedi.

Ve işte internetin yaptığı, post-gutenberg ekonomisini getirdi! Yayınlama maliyetini yerlere düşürdü. Sonuç olarak "Yayınlamadan önce filtreleme yapmalısın." diyen ekonomik mantık artık işlemiyor.

Asıl konu filtrelemek...

Belki de aşırı bilgi yüklenmesinin bu kadar sabit bir şekilde karşımıza çıkmasının bir sebebi, mevcut ortamı tam olarak ele alacak araçlara sahip olamamamız, medya ve gerçek dünya ile ilgili metaforlar konunun bazı noktalarını açıklıyor, ancak yeterli değil.

Konu zihinsel bir değişimle alakalı, aşırı bilgi biziz, sudaki balıklar gibi, içinde yüzüyoruz. Grafik hiç değişmeyecek hep arkamızda bir düzlük önümüzde bir tepe olacak.


"Eğer çok uzun süredir değişmeyen bir probleminiz varsa, belki o bir problem değil, gerçektir."
("If you have the same problem for a long time, maybe it's not a problem, maybe it's a fact")


Filtreler değişecek ancak eskileri güncellemekten bahsetmiyorum, eski filtreler YAPISAL sorunlar sebebiyle bozuldu, yüzeysel değil.

Bazı şeyler sadece kodlamayla, yazılımla halledilecek. Digg oylaması, Delicious etiketlemesi ve Google gibi tüm arama motorlarının arkasındaki mantık bu.

Bazıları bu kadar basit değil, sosyal normları yeniden düşünmekle alakalı olacak. Eğer aşırı bilgi yüklenmesi hissederseniz; "Bilgiye ne oldu?" diye değil "Hangi filtre bozuldu. Eskiden bağlı olduğum hangi filtrenin işlevi durdu?" Bu soruyu sorduğumuzda tasarım emeğimizi nereye yönlendireceğimiz ile ilgili de ipucu elde edeceğiz.


***son***

İnsanın aklına sorular geliyor:
-İş hayatı,
-Sosyal yaşam,
-Günlük rutin,
-Vb...
Nasıl etkilenecek?

Son olarak yorumum "Information Overload" kalabalıklarda yalnız kalmak gibi, asla kalabalıkla ilgili değil...

12 Ocak 2011 Çarşamba

-"Ama bence..."

İnsanlar fikrini belirttiğinde, yaşadıklarını yorumuyla anlattığında, ilk önce görüşlerine katılıp katılmadığımızı merak eder.

Katıldığımız noktaları söylemeden eleştirdiğimizde,

-Karşımızdaki kişi hangi noktalara katıldığımızı bilemez :)
-Hangi noktalara karşı olduğumuzu da anlamakta zorlanır.
-Aynı şeyleri savunurken tartışırız.

Bu kadar zor olması gerekmiyor.